İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be injured f. | yaralanmak | ||
As a result of the car accident, the driver was severely injured, and the passanger died. Araba kazası sonucunda şoför ciddi şekilde yaralanırken yolcu da öldü. More Sentences |
||||
Genel | be injured f. | incinmek | ||
Genel | be injured f. | halel gelmek | ||
Genel | be injured f. | zedelenmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be critically injured f. | ağır yaralanmak | ||
One person was critically injured. Bir kişi ağır yaralandı. More Sentences |
||||
Genel | be badly injured f. | ağır yaralanmak | ||
Tom has been badly injured. Tom ağır yaralandı. More Sentences |
||||
Genel | be seriously injured f. | ağır yaralanmak | ||
He was seriously injured in a traffic accident. Trafik kazasında ağır yaralandı. More Sentences |
||||
Genel | be severely injured f. | ağır yaralanmak | ||
Tom was severely injured, too. Tom da ağır yaralıydı. More Sentences |
||||
Genel | be slightly injured f. | hafif yaralanmak | ||
He was slightly injured in a traffic accident. Trafik kazasında hafif yaralandı. More Sentences |
||||
Genel | be badly injured f. | ağır yara almak | ||
Genel | be injured seriously f. | ağır yara almak | ||
Genel | be grievously injured f. | ağır yaralanmak | ||
Genel | be gravely injured f. | ağır yaralanmak | ||
Genel | be seriously injured f. | ciddi bir şekilde sakatlanmak |